Klinik Psikolog İlayda Altunören
♠
Yaşamın değişkenlikleri, insanın zihinsel ve duygusal dünyasında zaman zaman dengesizliklere yol açabilir. Değişen koşullar, edindiğimiz düşünce ve davranış kalıplarını zorlayabilir, duygusal karmaşaya sebep olabilir. Bu süreçlerde, psikoterapi, içsel dünyamızı anlama, duygularımızı yönetme ve yeni bir denge oluşturma konusunda destek olabilir. Terapi süreci, duygularımızı anlamlandırmamıza ve olumlu değişimler yapmamıza yardımcı olarak, içsel uyumu yeniden tesis etme sürecini yönlendirir. Psikoterapi, kişinin içsel kaynaklarını keşfetmesine ve yaşamın değişkenliklerine daha sağlıklı bir şekilde uyum sağlamasına yardımcı olabilir. Yetişkin terapisi, genellikle bireylerin duygusal zorlukları, kişisel gelişim hedefleri veya yaşamın getirdiği çeşitli streslerle baş etme sürecinde destek sağlar. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR), bu terapi türlerinin öne çıkan yöntemlerindendir.
BDT, düşünce, duygu ve davranışlar arasındaki ilişkiyi anlamak ve değiştirmek üzerine odaklanır. Kişi, olumsuz düşünce kalıplarını tanımak, sorgulamak ve daha olumlu düşüncelerle değiştirmek için terapi sürecinde rehberlik alır. Bu yaklaşım, kaygı, depresyon, stres veya fobi gibi birçok durumda etkili olabilir. EMDR ise genellikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi travma sonrası durumları tedavi etmek için kullanılır. Bu yöntemde, kişi travmatik anıları güvenli bir ortamda yeniden işler ve böylece bu anıların duygusal etkilerini azaltır. Göz hareketlerinin veya diğer uyarıcıların kullanımıyla, kişi travmatik deneyimlerini daha az rahatsız edici hale getirebilir. Yetişkin terapisinde bu yöntemlerin kullanımı, kişinin duygusal iyileşme, düşünsel farkındalık ve yaşamda daha sağlıklı baş etme becerileri geliştirmesine yardımcı olabilir. Terapi süreci, kişinin kendini daha iyi anlamasına, geçmiş deneyimlerle başa çıkmasına ve daha olumlu bir yaşam tarzı benimsemesine destek olabilir.